İmralı Hapishanesi’nde 23 yıldır devam eden ağırlaştırılmış tecride karşı Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) öncülüğünde PKK lideri Abdullah Öcalan’ın doğduğu Urfa’nın Halfeti ilçesine bağlı Amara köyüne yürüyüş düzenlenmek istendi.
Birçok kentten gelen kitle ilçe ve köy girişlerinde kurulan kontrol noktalarında engellendi. Askerler, aralarında HDP’li milletvekillerinin de olduğu halkın Amara’ya girişine engel oldu.
Köye girişlere izin verilmemesine tepki gösteren HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununun demokratik yollardan çözülmesinin muhatabı olduğunu söyledi.
Ardından söz alan Mehmet Öcalan ise, Abdullah Öcalan’a uygulanan ağır tecridin tüm dünya tarafından bilindiğini söyledi. Öcalan, “Defalarca İmralı’ya görüşmeye gittim ama iki senedir 4 insan İmralı Adası’nda; bunlardan haberimiz yok. Bu öyle bir şey ki ne Türkiye yasalarında ne dünya yasalarında bu kabul edilemez” diye konuştu.
Tecridin görüş yasağı adı altında sürdüğünü vurgulayan Mehmet, hem tecridi uygulayıp hem evini halka yasaklamanın hukuksuz olduğuna işaret etti. Öcalan, aydın ve siyasetçilere İmralı tecridinin sona ermesi için mücadele etmeleri çağrısında bulundu.
Antidemokratik uygulamalardan vazgeçilmesini isteyen Öcalan, “Kürtler artık demokratik mücadelesini bir adım daha öne çıkarmalıdır. Ancak tüm sorunlar bu şekilde çözülür. Bundan başka çaremiz yok” dedi. Mehmet Öcalan, İmralı ve aile evine yönelik yasakların kaldırılması çağrısında bulundu.
Açıklamanın ardından Öcalan ailesi, gelen misafirlerini kabul edip kitlesel açıklama yapmak üzere Halfeti ilçesine gitti.
HDP Halfeti İlçe binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın vasisi Mazlum Dinç, DTK Eş Genel Başkanı Bedran Öztürk, DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, HDP Sözcüsü Ebru Günay, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, HDP milletvekilleri Ömer Öcalan, Ayşe Sürücü, Pero Dündar, Dersim Dağ, Remziye Tosun ve Mahmut Toğrul, ÖHD Eş Genel Başkanı Bünyamin Şeker ve Urfa Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri ve onlarca kişi katıldı.
PKK liderinin yeğeni ve HDP Milletvekili Ömer Öcalan, “Misafirlerimizin köye girmesine izin vermediler. Özel bir yasa var, kimse Sayın Öcalan’ın köyünü ziyaret edemiyor. Bu devletin çaresizliği. Bunu yapmayı bıraksınlar. Sayın Öcalan’ın misafirleri hep olacak. Kapımız herkese açık, herkes ziyaret edebilir. Zulüm ve kanunsuzluklar ile kimse bunu engelleyemez. Bu paradigmaya sahip çıkacağız” dedi.
Söz alan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz de Amara’ya girişlerin engellenmesini iktidarın çaresizliği olarak tanımladı. Öcalan’ın Türkiye demokrasisi için vazgeçilmez olduğunu göstermek istediklerini kaydeden Aydeniz, “Sayın Öcalan’ın halklar için önerdiklerini bütün dünya biliyor. Sadece Kürtler değil bütün dünya halkları Sayın Öcalan’ın özgürlüğü, demokrasinin inşası için mücadele ediyorlar” diye konuştu.
Dünyanın birçok yerinde Öcalan’ın özgürlüğü için kampanyalar yürütüldüğünü hatırlatan Aydeniz, “AKP-MHP faşist iktidarı Türkiye, Ortadoğu’da tecridi derinleştirerek kaosu yaymak istiyor. Savaş ve talanlar ile ayakta kalmaya, bitmiş olan geleceklerini devam ettirme arayışındalar. Bugün her yönüyle kriz ile karşı karşıya kalan bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Tecrit ve Kürt düşmanlığıyla Türkiye halklarının geleceğinin çıkmaza sürüklendiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.
İmralı Hapishanesi’nde 23 yıldır sürdürülen tecridin son bulması çağrısında bulunan Aydeniz, devamında şunları söyledi: “Bir an önce tecridin kalkması gerek. Bütün antidemokratik yöntemler İmralı’da başladı, bütün cezaevlerine ve halklara sirayet etti.
Bütün hukuksuzluklar alt yapısını İmralı’daki hukuksuzluklardan alıyor. Ortadoğu’da krizlerin sebebi İmralı’daki hukuksuzluk. Bütün halkların mücadele etmesi gereken ortak alan tecride karşı mücadeleyi yükseltmek. Tecrit devam ederse her yer açık cezaevine döner. Tecrit bitene kadar mücadele edeceğiz. Her gün, her saat tecridin halklar önünde en büyük engel olduğunu belirteceğiz. Her yerden yüzümüzü Amara’ya döneceğiz. Tecrit, talan, savaş politikaları bitene kadar toplumsal, demokratik mücadelemizi devam ettireceğiz. Bir an önce bu tecrit politikasından vazgeçilmeli.”
Açıklama alkışlar ile son buldu.
