GüncelManşet

Yeni Kadın’dan İsviçre’de erkek şiddetine karşı “Zorunlu Açıklama”

H. Merkezi: Geçtiğimiz günlerde bir açıklama yayınlayan Yeni Kadın 13. Dönem MYK’sıİsviçre’de bir Yeni Kadın aktivistinin bir dernekte erkek şiddetine uğradığını ve bu şiddete dernek tarafından beklenen müdahale gerçekleşmediğini duyurdu. Zürih Gençlik Kültür Evi’nde 2016’nın Ekim ayından yaşanan şiddetin Nusret Gözüpek isimli dernek üyesi tarafından uyguladığını belirten Yeni Kadın “Kadına yönelik hiçbir şiddet olgusu ‘ama’larla açıklanamaz dedi.

Kadın arkadaşımızın şiddete maruz kaldığına dair bize ulaşan beyanından sonra, MYK’dan birarkadaş aynı haftanın sonunda Zürih’e giderek soruşturma yapmıştır (22.10.12)” diyen Yeni Kadın, yaptıkları soruşturma sonrasındaYılbaşına kadar dernekte bütün üyelerin çağrıldığı bir toplantı örgütlenmeli ve bu toplantıda üyelerin önünde Nusret Gözüpek, önce arkadaşımıza uyguladığı şiddetten dolayı, sonra da tehditkâr konuşmaları nedeniyle üyelere özeleştiri vermelidir” kararı aldıklarını ve bu kararı bu şiddetin muhatabı olan derneğin yönetim kuruluna bildirdiklerini söyledi.

Açıklamada ayrıca soruşturma sonrası yapılan bilgilendirmede bahsi geçen erkeğin açıktan özeleştiri vermemesi halinde teşhir hakkını kullanacaklarını da belirtmiş olduklarını hatırlatan Yeni Kadın, bu konuda ne dernek yönetiminin ne de derneğin bağlı olduğu İTİF’in bu konuda tüm çabalara rağmen çözüm için adım atmadıklarını belirtti.

 

Yeni kadın açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Erkek egemen zihniyetin kadına yönelik baskı ve şiddeti, gücünü patriyarkal sistemden alır. Maalesef demokratik kurumlarımızda da erkek egemen anlayış inceltilmiş bir tarzda da olsa varlığını sürdürmektedir. Bizler bir kadın örgütü olarak bu duruma sessiz kaldığımız sürece, erkek egemenliği ve şiddeti kurumlarımızda da varlığını sürdürecektir. Yeni Kadın aktivistimiz şahsında yaşanan şiddet olayından kaynaklı, Nusret Gözüpek şahsında, içimizdeki erkek egemen anlayışı teşhir ediyoruz.

Kadına yönelik her türlü baskı ve şiddet, suçun bireyselleştirilmesinden bağımsız, politik bir olgudur. Bu yönü ile yaşanan bu şiddet olayını, sadece erkek ve kadın arasında yaşanan bir olay olarak görmüyoruz. Bu olay ile ilgili yaptığımız açıklama da, kadına yönelik şiddet ile mücadelede politik bir yöntemdir. Çünkü teşhir, suçun politik niteliğinden kaynaklanması ile açığa çıkan ve suça karşı mücadele yöntemlerinden birisidir.

Dünyanın bütün coğrafyalarında, toplumsal yapıda kadın erkek arasındaki kadın aleyhine bir eşitsizlik olduğu inkâr edilemez bir gerçekliktir. Zaten kadınların verdiği bütün mücadeleler de bu gerçekliğin değişimi içindir. Yaşanan her şiddet olayında bir arada yaşamaya, yaşamı paylaşmaya dair inanç sarsılır, saygı ve güven kaybedilir. Dolayısıyla eşitsizliklerle dolu bir ortamda yaşanılan her türlü harekete yaklaşım ve algılama, şiddete maruz kalan nezdinde ağır bir durumdur.

25 yıllık mücadelesinde patriyarkaya ve onun ürünü olan cinsiyet ayrımcılığına karşı olup, kadınların toplumsal eşitliği, sosyal, ekonomik, politik hakları için gücü oranında mücadele etmiş ve kadın dayanışmasını esas almış bir kadın örgütü olarak, erkeğin şiddetine karşı kadının davranışları üzerinden haklılaştırma çabasının karşısında olduk. Kadına yönelik hiçbir şiddet olgusu ‘ama’larla açıklanamaz. Kadınlar olarak maruz kaldığımız her türlü şiddeti teşhir hakkımız, özsavunmamızdır.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu