Türk devletinin Siyonist cumhurbaşkanı Isaac Herzog’u kabul etmesini ve Türkiye’nin sömürgeci projeyle ilişkisini reddeden Filistin ve Türkiye halklarının mücadelesini selamlayan Masar Badil, Siyonizmin başkanını kabul etmenin, Filistin ve Türk halklarının mücadelelerine yönelik bir saldırı olduğunu söyledi. Yaptıkları açıklamada Masar Badil ayrıca tüm Filistin dostlarını Türk devletinin resmi politikasına karşı çıkmaya ve Siyonist sömürgeci İsrail’i boykot etmeye çağırdı. Açıklamada İsrail-Türkiye ilişkilerinin 1949’dan bu yana emperyalizm, Siyonizm ve bölgedeki gerici güçlerin sömürgeci projesine hizmet etmek amacıyla inşa edildiğini vurgulandı.
“Bu adım, bu özel zamanda, yalnızca, bir NATO üyesi olan ve ABD’nin ve Siyonist sömürge projesinin bir ortağı ve ajanı olan Türk rejiminin oynadığı gerici rolün doğasını doğrulamak için geliyor. Sözde ‘Türkiye-İsrail ilişkilerinin restorasyonu’ gerçeği yansıtmıyor” diyen Masar Badil, ortaya çıkan ikiyüzlülüğü şu vurgularla dile getirdi: “2010 Mavi Marmara katliamının ardından taraflar arasındaki halkla ilişkiler düzeyindeki düşüşe rağmen, Türkiye-İsrail ilişkileri aslında son on yılda medya hesaplarında öne sürüldüğü gibi uyumsuzluk ve çatışma ile karakterize olmadı. Aksine ABD’nin himayesinde siyasi, askeri, ekonomik ve güvenlik ilişkileri istikrarlı bir şekilde genişlemeye devam etti. Bu, iki taraf arasında devam eden bir dizi ikili anlaşmada ve çeşitli alanlardaki stratejik işbirliğinin doğasında doğrulanan bir gerçektir.”
“Bugün bu ilişkinin gelişmesi ve güçlenmesi, Ukrayna’daki krize yansıyan bölgesel ve küresel dönüşümlerin hızlanması ışığında ortaya çıkmıştır. Bu aynı zamanda Washington DC’nin himayesinde Ankara ve Tel Aviv arasındaki ABD stratejisine ve NATO projelerine hizmet etmek için kurulan ortaklık çerçevesinde de ortaya çıkmıştır” sözleriyle bu “yakınlaşmanın” yaşandığı sürecin özgünlüğüne değinen Masar Badil, Gazze Şeridindeki Filistin halkına karşı katliam, kuşatma ve aç bırakma politikası, Kudüs’ün işgal edilerek Yahudileştirilmesi, Batı Şeria’daki sömürge yerleşimlerinin genişletilmesi sürecinde bu hamlenin R. T. Erdoğan rejiminin gerçek yüzünü bir kez daha ortaya çıkardığına vurgu yaptı.
Masar Badil, yayınladığı bildirinin sonunda “normalleşme”, sömürgecilik, emperyalizm ve ABD-Siyonist hegemonya politikalarına karşı direniş kampını güçlendirmeye yönelik halk ittifakını güçlendirme ve gayrimeşru Siyonist yerleşimci-sömürge projesini boykot etmek için mümkün olan en geniş kampanyayı başlatma çağrısı yaptı.
