GüncelMakaleler

MAKALE | Daha Güçlü Bir Mücadele İçin İdeolojik Eğitim -2- Daha güçlü bir mücadele için ideolojik eğitim

"Komünist kolektifin saflarına gelirler. Bütün bunları bilerek devrimcilikteki aşınmalara, küçük burjuva ideolojinin her türlü tezahürüne karşı amansız bir ideolojik mücadele yürütmeli ve ideolojik eğitimi sistemli hale getirmeliyiz"

Önceki bölümümüzde kısaca ideolojinin tanımı üzerinde durmuş ve devrimciliğin yeni varoluş koşullarında kendine ve bütün ilişkilerini yeniden şekillendirme olduğunu vurgulamıştık.

“Yeni varoluş koşullarımız” nelerdir?
Bunları netlikle kavramak ihtiyaç duyulan pratiklerin ve kişilikte olması gereken değişimlerin daha iyi anlaşılmasını sağlar.
Burjuva ideolojisinin hakim olduğu koşullarda doğup büyüsek de bizler ezilen sınıflara mensubuz. İstisnai olarak burjuva sınıf içerisinde doğmuşsak bile, KP saflarına gelmişsek, MLM ideolojisi doğrultusunda sosyalizmi savunuyorsak artık ezilen sınıfların/proletaryanın kurtuluşu mücadelesini sahipleniyoruz demektir.
Ezilen/proleter sınıfların kurtuluşu, bin yılların geleneğini arkasına alan, kurumsallaşmış bir baskı aygıtına sahip olan egemen sınıfların karşısında esasta illegal, silahlı ve örgütlü bir mücadeleyi gerekli kılar.

Yeni varoluş koşullarımızın belirleyenlerinin bunlar olduğunu anlık bile unutmak ciddi ve tahribatları zor giderilebilecek bir zafiyettir. Her alanda devamlı olarak düşmanla karşı karşıyayız.
Birçok olanaksızlığın içerisinde ezilenlerin/proletaryanın kurtuluş mücadelesini yürütmeye ve zafere ulaştırmaya çalışıyoruz.

Zorunlu olan yeni tipte insanın/bireyin; sadece “boş zamanlarını” değil günün 24 saatini devrime adaması, sadece belli ilişkileri ve kişilik özelliklerini değil yaşamımızdaki tüm ilişkileri yeni varlık koşullarımızla bağlantılı olarak değiştirmesidir.

Yani sosyalist ideale inanmış bireyler olarak, mücadelenin gerektirdiği/zorunlu kıldığı ilişkilenme biçimlerini, kişilik özelliklerini kazanmaktır.
Bu yeni ilişkilenmeler aileden sevgiliye, halka, yoldaşlığa, arkadaşlığa yeni bir bakış açısı demektir. Bu çalışma tarzına, politika üretimine, yaşamın bütününe yeni bir gözle bakmak demektir yani “konum” değiştirmektir.
Fakat çoğu zaman paradoks burada başlamaktadır.

Bu “konum” değiştirmeye rağmen mücadelenin belli evrelerinde eski ilişkilenmelerin içerisinde kalınmaya devam edilmektedir. Aile ile kurulan ilişkiler en belirginidir.

Veya yoldaşlık gibi yeni ilişkilenmelere girilmiş olsa da bunlar eski anlayışla burjuva-feodal arkadaşlık ilişkileri gibi sürdürülmek istenmektedir. Yani farkında olarak veya olmayarak sosyalizm tasavvurumuza uymayan ilişkilenmeleri yaşamda hakim kılmış ve mevcut koşullar içerisinde mücadelenin gerektirdiklerine de uygun hareket etmemiş oluyoruz. Çelişkiye bu şekilde düşülmektedir.


Bu noktada esas sorun çelişkinin ortaya çıkması değildir. Esas sorun, çelişkilerin ileri adımlarla yeni koşullara uygun tarzda çözümlenmesi gerekirken eski ilişkilenme biçimlerini savunmak, saflara burjuva-feodal değer yargılarını getirmek ve mücadelede geri düşmektir. Yani aileyi, sevgiliyi, arkadaşı bizim ilerletmemiz, geleceğin toplumunun ilişkilerine çekmemiz gerekirken bizler geriye doğru adım atmış oluyoruz.

Bulunduğumuz her türde ortamı değiştirip, devrimci tarzda politikleştirmemiz gerekirken apolitikleşen biz oluyoruz. Devrimciliği, sadece belli işlerin teknik olarak yapılabilirliğine indirgiyoruz, yaşamın tüm alanlarında ve ilişkilenmelerinde değişim olarak kavrayamıyoruz.

Bu kapsamda yapılan sorgulamaları ise anlamsız, fuzuli, yanlış bulabiliyoruz.

 İktidar mücadelesi için savaşçı kişilikler zorunludur
İktidar mücadelesi veren, savaşçı bir kolektifin militan ve kadrolarının mevcut koşulları ile kuracağı ilişkiler de bu eksende olmak zorundadır. Burada başka seçenek, ara yol vs. yoktur.

Küçük burjuva ideoloji bireyci, rahat, sorgulamayan, yoldaşlarla-kolektifle ilişkilerinde kapalı, dar, samimiyetsiz, zihinsel ve bedensel konformizmden şikayetçi olmayan ve hatta düşünsel kısırlığın farkında bile olmayan, günü geçirme derdinde olan, tüketimci yanıyla baş etme derdi olmayan, ortalamacı, anı kotarmacı, kendiliğindenci, zamanı örgütlemekten aciz, söylemi ve pratiği arasındaki uçurumdan rahatsız olmayan, kendini ve yoldaşlarını değiştirme kaygısı gütmeyen, her türlü eleştiri ve müdahaleye kapalı, çözücü değil şikayetlenmeci bir ruh haline sahip, çaresizliği-umutsuzluğu-karamsarlığı sığınılacak bir liman gibi gören, emek harcamak gibi bir derdi olmayan, kendini zorlamaktan kaçınan, hep başkalarından bekleyen, yetinmeci kişilikler oluşturur.
Bu saydıklarımızı çok daha fazla artırabileceğimiz kesindir. Kendimize ve etrafımıza baktığımızda bu özellikleri ve çok daha fazlasını bulabiliriz. Hakim olan “devrimcilikte” ise bu özelliklerin çoğunun artık normal karşılanmaya başladığını görürüz.
Birbirine benzerlik arttığı oranda bu küçük burjuva haliyle barışık devrimcilik artık göze batmamakta, olağan karşılanabilmektedir. Aksine proleter devrimcilik yönlü müdahaleler, sekterlik, robotluk, aşırı iradecilik gibi söylem ve itirazlarla karşılanabilmektedir. Yani olması gerekene ulaşmaya çalışma değil, olanla uzlaşma, vasatlık ortaya çıkmaktadır.
İdeolojik konularda mesele varoluş koşulları ile ilişkilenme tarzıdır.

Hayali imgelem ve gerçek arasındaki açı önem taşımaktadır!
Devrimciler olarak materyalist olabilmek, gerçeklere gözünü kapamamak, mücadelenin gereklerini görüp kendimizi şekillendirmek, sosyalizmin sömürü karşıtı, eşitlikçi, ataerki karşıtı, ekolojik yanını şimdiden hayata geçirmekle yükümlüyüz.
Küçük burjuva ideolojilerle yeterli ve sürekli bir mücadele verilmemesinin etkilerin çok yakın bir dönemde kolektif saflarına tekrar yaşadık. Her türlü burjuva ideolojisi ile verilmeyen-ertelenen mücadele, zaman içerisinde “komünist kolektif”e karşı dönen bumerang etkisi görür.
Bu, burjuva ideolojileri kapının açık bırakılması demek olur ki, sonuçları ağırdır. Sağ veya sol sapmaların ortaya çıkış zeminleri böyle oluşmaktadır.

Darbeci-tasfiyeciliğin boy verdiği zemine bakıldığında bunlar rahatlıkla görülür. Küçük burjuvazinin düşünme tarzında dogmatizm, tek yanlılık, gündelik pratiği aşamama, ampirizm; örgütsel hayatta kariyerizm, bireycilik ve sekterlik; siyasal eğilimde ise sol görünüp sağ çizgi izlemek, pasifleşmek şeklinde bir zemin ortaya çıkmaktadır-çıkmıştır.
Dolayısıyla kolektifimiz açısından ideolojik eğitim içinden geçtiğimiz sürecin de etkisiyle çok daha yaşamsal bir ihtiyaçtır. “Gelecekteki hatalardan kaçınmak için geçmiştekilerden ders çıkarmak”, “hastayı kurtarmak için hastalığı tedavi etmek” ve “ideolojide açıklığa ve yoldaşlar arasında birliğe kavuşmak” için hatalı ideolojilerin alt edilmesi uğraşı her zaman gündemimizde olması gereken bir mücadeledir.
Komünist kolektifin siyasetinin sağlamlaşması ve kolektif için birlik düzeyinin ideolojik-politik-örgütsel açıdan sürekli olarak yükseltilmesi ideolojide mücadele ve ideolojik eğitim ile birebir bağlantılıdır.

İdeolojik eğitimin temel amaçlarından biri tüm yoldaşlarımızın proleter ideoloji ile başta küçük burjuva ideoloji olmak üzere diğer ideolojiler arasında ayrım yapma yeteneğine kavuşmasıdır. Böylece karşılaşılan her durumda bunun mahkum etme şansına sahip oluruz.
İdeolojik eğitim, örgütlenmenin sağlamlaşması, çalıma tarzının düzeltilmesi ile siyasi çizginin daha güçlü bir şekilde hayata geçmesini sağlar.
Devrimciler, iktidar mücadelesini bir sisteme karşı duydukları öfke ve sosyalizme duydukları inanç ile yürütürler.
Halkın çektiği her türlü acıyı yüreklerinde duyumsamakla, her türlü direnişi sahiplenmek ve büyütmekle yollarında kararlıca yürürler.

Bütün bunlar, mücadelenin zorlukları karşısındaki güç kaynakları, direnme noktalarıdır. Halklarla, devrimciler de bu acıyı, öfkeyi ve sosyalizme inancı, kararlılığı hem teoride hem pratikte, yaşam tarzında gördükleri ölçüde devrimcilere inanır-güvenirler.

Komünist kolektifin saflarına gelirler. Bütün bunları bilerek devrimcilikteki aşınmalara, küçük burjuva ideolojinin her türlü tezahürüne karşı amansız bir ideolojik mücadele yürütmeli ve ideolojik eğitimi sistemli hale getirmeliyiz.

MAKALE | Daha Güçlü Bir Mücadele İçin İdeolojik Eğitim -1- 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu