GüncelMakaleler

ANALİZ | İşgal ve İlhak Saldırılarına Karşı Duralım!

TC, Irak Kürdistanı’nda başlattığı işgal harekatında, KDP’nin bütün desteğine rağmen başarıya ulaşamamıştır.

R.T.Erdoğan, 23 Mayıs’ta gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada “Güney sınırlarımızın güvenliği” gerekçesiyle Kuzey ve Doğu Suriye’ye, Rojava topraklarına yönelik yeni bir işgal saldırısı hazırlığının yapıldığını açıkladı. Erdoğan açıklamasında, 30 kilometre derinliğinde bir tampon bölge oluşturmayı hedeflediklerini, işgal saldırısına ilişkin planlamanın ise 26 Mayıs’ta yapılacak MGK toplantısıyla netleşeceğini de vurguladı.

Nitekim dün yapılan toplantıdan açıklanan bildiri de, Türk devletinin Medya Savunma Alanlarına yönelik saldırıya Şengal ve Rojavayı da eklemek istediğini anlatıyor.

Hatırlanırsa R.T.Erdoğan, 24 Eylül 2019’da BM Genel Kurulu konuşmasında elindeki haritayı gösterip işgal ve ilhak saldırılarını tüm dünyanın gözü önünde savunmuştu. O konuşmasında ABD ile Suriye’nin kuzeyinde “güvenli bölge” oluşturulması konusunda görüşmelerin devam ettiğini belirterek elindeki haritadan Türkiye’nin talep ettiği güvenli bölge sınırlarına işaret etmişti.

Böylelikle TC devleti başta Kürtler olmak üzere Suriye’nin kuzeyinde yaşayan farklı milliyet ve inançlardan halka karşı saldırganlığını ilan etmiş oluyordu.

TC faşizminin Rojava topraklarına yönelik işgal saldırıları yeni değil. Daha önce de çeşitli düzeylerde işgal saldırıları gerçekleştirildi. Dahası Rojava toprakları neredeyse her gün SİHA’larla, obüs ve topçu atışlarıyla vuruluyor. TC’nin işgal ettiği bölgelerde cihatçı çeteler kullanılarak hem zenginlikler yağmalanıyor hem de bölgenin nüfus demografisi değiştiriliyor. Böylelikle TC, işgal ettiği bölgeleri ilhak etmeye hazırlanıyor.

Rojava’ya yönelik kapsamlı işgal saldırısının yeniden gündeme gelmesi uluslararası gelişmelerden bağımsız değil. Rusya emperyalizminin Ukrayna’ya işgal saldırısı beraberinde ABD-AB emperyalizmiyle Rusya emperyalizmi arasındaki çelişkileri artırmış durumda. Emperyalistler arası dengelerin hızlı değişimi beraberinde Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyelik başvurusu yapmasını getirdi.

TC, bu gelişmeyi kendi yararına kullanmak ve Rojava’ya yönelik işgal saldırısı için ABD ve Rusya’dan izin koparmak istiyor. Emperyalistler arası krizi, Kürt halkının kazanımlarına saldırmak ve yapabilirse ortadan kaldırmak için kullanmaya çalışıyor. Bu amaçla, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini, Ukrayna işgali nedeniyle batılı emperyalistler açısından kritik önem taşıyan enerji hatları ve güvenliği sorunu, mülteci sorunu vb. konuları koz olarak kullanıyor. Kısaca Faşizm bir kez daha Kürt’e saldırmak için emperyalistlerden izin almak istemektedir.

TC’nin Irak Kürdistanı’nda gerçekleştirdiği ve KDP’nin de aktif destek sunduğu işgal saldırısı da süreçten bağımsız değildir. Bölgenin hava sahası kontrolünün ABD emperyalistlerinin denetiminde olduğu düşünülürse bu işgal saldırısının ABD’nin onayıyla gerçekleştirildiği açıktır. Bu saldırının amacının, bölgede Kürt ulusal özgürlük hareketinin devrimci çizgisinin tasfiye edilmesi ve bölgenin KDP işbirliğiyle emperyalistlerin ve bölge gerici devletlerinin tam denetimine alınmasının amaçlandığı her geçen gün yaşanan gelişmelerden anlaşılmaktadır.

Ukrayna’nın işgali beraberinde batılı emperyalistler açısından Irak petrollerinin KDP’nin ve asıl olarak da TC’nin denetiminde batıya aktarılmasının güvenceye alınması ihtiyacını doğurmuş görünüyor. Bu aktarımın Türkiye ya da TC’nin Suriye’nin kuzeyinde işgal ve ilhak ettiği “güvenli bölge” aracılığıyla yapılması planlandığı anlaşılmaktadır. Ne var ki TC, Irak Kürdistanı’nda başlattığı işgal harekatında, KDP’nin bütün desteğine rağmen başarıya ulaşamamıştır.

Ancak bu başarısızlığını da kendisi açısından bir avantaja dönüştürmek istemektedir. Daha önceden özenle saklanan asker kayıpları, birdenbire açıklanmaya başladı. Bunun nedeni faşizmin içerde şovenizmi kışkırtarak, Suriye’nin kuzeyine işgal saldırısına gerekçe yapmak istemesidir. İşgal saldırısı bir kez daha içerde şovenizm kışkırtılarak meşrulaştırılmaya çalışılıyor.

TC, bütün gücüyle “güvenli bölge” adı altında Rojava’yı işgal ve ardından ilhak etme hayalleri kurarken, ekonomik kriz daha da derinleşiyor. TL’nin başta dolar olmak üzere döviz kuru karşısında değer kaybetmesi sürüyor. Temel ihtiyaç maddeleri başta olmak üzere her şeye zam üstüne zam yapılıyor. Halkın alım gücünde düşüş sürüyor. Derin bir yoksullaşma ve açlık tehlikesi başgösteriyor.

Faşizm bütün bu gerçeklerin üzerini örtmek için “uzaya adam gönderme programını” açıklıyor. Elbette bunun koca bir yalan olduğu, propagandadan ibaret olduğu açıktır. Ancak seçim sathı mahalline girildiği koşullarda, dışarda işgal ve ilhak saldırılarının; içerde ise gözaltı ve tutuklama saldırılarının meşrulaştırılmasının aracı olarak şovenizm, hamasetin ve bu tür propagandaların artırılacağı bir gerçektir.

Dahası Suriye’nin kuzeyine yönelik işgal saldırısının, AKP-MHP iktidarının ekonomik kriz başta olmak üzere gerileyen kitle desteğinin yeniden kazanılması, özellikle de seçim sürecinin bu türden bir işgal ve savaşla gerçekleştirilmesi ya da ertelenmesi olasılık dahilindedir.

Bütün bunlar yaşanırken ana muhalefet partisi lideri K.Kılıçdaroğlu’nun partisinin grup toplantısında, Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan’ın yurtdışına devasa paralar aktardığını iddia edip bir “kaçış planı”ndan bahsetmesi dikkat çekicidir. Bütün bu gelişmeler, hakim sınıf klikleri ve onları sözcülerinin arasındaki gerilimin düzeyine işaret etmektedir.

Çelişkilerin keskinleşmesi beraberinde bir kez daha iktidarın büyüğüyle küçüğüyle burjuva muhalefeti kendi arkasına yedeklemek için Rojava’ya yönelik işgal saldırısını getirebilir.

“Hiçbir diktatörün seçimle gitmeyeceği” sözü orta yerdeyken bu gerçeğe uygun davranmak önemlidir. İktidarın olası bir işgal saldırısının ekonomik krizi daha da derinleştireceği, işçi sınıfı ve halkın belini daha da bükeceği açıktır. Bu nedenle faşizmin her türden işgal saldırısına karşı çıkmak, şovenizmin yükseltilmesine karşı halkların eşitliğini propaganda etmek önemlidir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Diğer içerik
Kapalı
Başa dön tuşu