GüncelMakaleler

ANALİZ | Enerji Sorunu Üzerine

"Sanayide yaşanan doğalgaz ve elektrik kesintileri üretimin durması, tedarik zincirinin bozulması anlamına gelecek. 3 gün sürecek elektrik kesintisi pek çok sektörde 10 günü bulan üretim kaybı anlamına gelecektir. Başka bir deyişle tek başına % 33 oranında bir maliyet artışı anlamına gelecektir."

2021 yılında elektrik ve doğalgaza defalarca zam yapılması yetmezmiş gibi, 2022 yılına da elektrik ve doğalgaz zammıyla girdik. 2022’nin daha ilk saatlerinde elektriğe hanelerde % 52, sanayi işletmelerinde % 130’a varan zam yapılırken doğalgaza da hanelerde % 25, sanayi işletmelerinde % 50’ye varan miktarlarda, elektrik üretim amaçlı tarifeye de % 15 zam yapıldı. Bu zammı yeterli bulmayan AKP-MHP faşist iktidarı; benzin, motorin ve LPG’nin fiyatlarında da “ayarlama”lara gitti(!)

Türkiye’de işsizlik, enflasyon, artan gıda fiyatları derken bir de kış aylarında doğalgaz fiyatlarındaki yüksek artış işçilerin, emekçilerin, yoksul halkımızın bu kışı zor atlatacağının habercisi durumunda. Büyük çoğunluk evlerinde ısınma sorununu doğalgazla değil de battaniyelerin içine saklanarak çözmeye çalışıyor.

Peki ne oluyor da doğalgaz fiyatları bu denli artıyor? Öncelikle şunu belirtelim; Doğalgaz ve elektrikle ilgili faturalar sadece ülkemizde artmıyor. Dünyanın pek çok ülkesinde fiyatlar artıyor. Avrupa ve Asya ülkelerinde de artışlar yaşanmakta. Avrupa ülkelerindeki doğalgaz fiyat artışları, dünyanın kalanına da yansıdı.

Doğalgaz fiyatlarındaki artış aynı zamanda elektrik fiyatlarına da yansıdı. Bu artışın en önemli nedenlerinden biri; koronavirüs salgınındaki gelinen aşamada ekonomideki canlanmayla birlikte arz talebe yetişememek olarak açıklanıyor. Salgının etkisini görece azaltmasıyla ekonomik büyümenin hızlanması ve sanayi üretiminin artması, doğalgaza talebi yükselten nedenler arasında sayılıyor. Geçen kışın soğuk geçmesi ve evden çalışmanın artmasıyla hanelerin kullandığı doğalgaz miktarının artmasının da talebi yükselttiği belirtiliyor.

Avrupa açısından baktığımızda Rusya’dan gelen doğalgaz, fabrikaların üretim süreçlerindeki enerji ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalıyor. Gaz stokları da azalmış durumda. Bir de kömür santrallerinin kapatılması, enerji ihtiyacını artırmış durumda. Yeşil politikaların güç kazanmasıyla santrallerde kömür yerine doğalgaz kullanılmaya başlandı. Rüzgar ve güneş gibi enerji kaynakları öncelik kazanınca kömür kullanımından vazgeçildi. Bunun yanında nükleer santraller kapatılması da bu enerji ihtiyacı açığa çıkarmış durumda. Avrupa ülkelerinin çoğunluğu yenilenebilir enerji kaynaklarına dönmek istiyor ama henüz üretim miktarı yeterli değil.

Avrupa’da doğalgaz ve elektrik fiyatları kış sezonunun gelmesiyle ve tedarik sıkıntılarının sürmesi nedeniyle rekor kırmaya devam ediyor. Avrupa doğalgaz fiyatları için gösterge niteliğinde olan Hollanda doğalgaz ticaret merkezi TTF’de doğalgaz fiyatı metreküp başına 100 Euro’ya yaklaştı.

Kış aylarına girdiğimiz bu süreçte üretimdeki doğalgaz ve elektrik talebine bir de ısınma eklenecek. Bu da belirli kısıtlamaları beraberinde getirecek gibi görünüyor. Talep artınca da bu, doğalgaz ve elektrik fiyatlarında artış demektir. Doğalgaz fiyatları yükseldiğinde elektrik fiyatları da beraber artmaktadır.

Enerji sıkıntıları yüzünden Almanya, İngiltere, Fransa’da bazı fabrikalar geçici olarak üretimi durdurdular. Gıda fiyatları da son bir yılda % 33 oranında artış gösterdi.

Doğalgazda dışa bağımlılık ve yönetememe krizi

Türkiye’de doğalgaz fiyatlarındaki artışlar yani doğalgaz alım fiyatlarındaki artış, doğrudan tüketiciye yansıtılmaktadır. Örneğin Türkiye’nin doğalgaz kontratlarındaki fiyatların belirlenmesinde 1 Ocak 2022 dönemi önemli. Bu yüzden Türkiye’nin gaz alım fiyatlarındaki yükselişiyle gaz ithalatı faturası ciddi şekilde artmış durumdadır.

Bu da tüketiciye yansıtılmaktadır. Hane halkının Ocak ayı faturalarındaki artışın şimdiden ikiye, üçe katlandığına tanık oluyoruz.

Türkiye doğalgaz ihtiyacının tamamına yakınını ithalatla sağlıyor. İthal edilen doğalgaz iletim hatlarıyla ülkenin dört bir yanındaki konut ve işyerlerine ısınma amaçlı iletiliyor. Rusya’dan alınan doğalgazın bir kısmı da çevrim santrallerinde ülkenin elektrik ihtiyacının karşılanması için elektrik üretiminde kullanılıyor. 2021’de 60 milyar metreküp olarak kullanılan doğalgazın 2022 yılında 63 milyar metreküp olacağı bekleniyor.

İran’ın 20 Ocak 2022 tarihinden itibaren doğalgaz akışını ”teknik sorun” gerekçesiyle kesmesinin ardından Türkiye’de sanayi ve santrallerde doğalgaz ve elektrik tüketiminde kısıtlamalara gidilirken uzmanlar depolardaki doğalgaz miktarının azlığına ve Botaş’ın hazırlıksız yakalanmasına da işaret etmekteler.

Depolarda gaz miktarının çok düşük olmasının nedeninin var olan gazın yazın fiyatların artmış olmasından dolayı kullanılması yani doğalgaza yapılacak zamların ötelenmesinden kaynaklandığını belirtiyorlar. Yaz aylarında zam yapmamak için stokların kullanıldığını belirtiyorlar(!) İlgililer Ocak ayına depolarda yetersiz gazla girildiğini, önceki senelere göre 1 milyar metreküp daha az doğalgaz depolandığını belirttiler.

İran’ın günlük 28.5 milyon metreküp doğalgaz akşını 10 gün süreyle keseceğini duyurması üzerine yaşanan kriz iktidarın doğalgaz ve elektrik kesintilerine gidileceğini açıklaması ne denli hazırlıksız olduğunu göstermektedir. Halbuki bu yıllardır bilinen bir durum; hemen hemen her kış döneminde İran’dan gelen doğalgazla ilgili olarak sorunlar yaşanmaktadır. Her kış yaşanan bu duruma karşı hazırlıksız olunması AKP-MHP iktidarının plansızlığından kaynaklanmaktadır. Bu gibi durumlar için doğalgaz depolarının stok depolarının dolu olması gerekirken 3’te 2 oranında boş olduğu ifade edilmektedir.

İran’dan gelen doğalgazın kesilmesiyle birlikte sanayide enerji krizi ortaya çıkmış durumda. İlk olarak fabrikaların doğalgaz kullanımı % 40 oranında kısıtlanırken alınan son kararla da 24 Ocak’tan itibaren Organize Sanayi Bölgeleri’ne (OSB) 3 gün süreyle elektrik kısıntısı uygulanacağı açıklandı. Bu ne demektir; ülkenin sanayi üretiminin en az 3 gün süreyle tamamen duracak olması demektir.

Doğalgaz hem sanayi üretimi hem ısınma hem de aydınlatmada hayati öneme sahip. Gaz akışında sorun yaşanması vatandaşın üşümesi, fiyatların artması, karanlıkta kalma gibi bir dizi soruna aynı anda yol açmaktadır.

Sanayide yaşanan doğalgaz ve elektrik kesintileri üretimin durması, tedarik zincirinin bozulması anlamına gelecek. 3 gün sürecek elektrik kesintisi pek çok sektörde 10 günü bulan üretim kaybı anlamına gelecektir. Başka bir deyişle tek başına % 33 oranında bir maliyet artışı anlamına gelecektir.

Bu krizin faturası da marketlerdeki raf fiyatlarına yansıyacak ve hayat pahalılığı daha da artacaktır. Faturalar öyle şişmiştir ki; vatandaş doğalgaz faturalarını dahi ödeyemeyecek duruma getirilmiştir. Doğalgaza yapılan zam mutfaktaki yangını büyütmüştür.

İran’dan kaynaklı doğalgaz kesintisinin -aslında AKP-MHP faşist iktidarının plansızlığından kaynaklı- fabrikaların, atölyelerin, KOBİlerin kapanmasına/üretimin durdurulmasına neden olmuştur. Sanayiciler makinaları kapatıp işçilere çıkış vermekteler. Bu durumu bir fırsat olarak kullanmaktadır.

İktidarı-muhalefetiyle hakim sınıf partileri ülkedeki gerçek gündemi; işsizliği, yoksulluğu, hayat pahalılığını konuşma yerine kendilerinin algı operasyonlarıyla, yarattıkları gündemleri TV’lerde gündem yapıp konuşmayı ve halkı bu gündemlerle meşgul ediyorlar, muhalefeti(!) de peşlerinden sürüklüyorlar.

Yılbaşından itibaren elektrik ve doğalgaz faturalarına gelen fahiş zamla ilgili olarak bu zamların doğalgaz alımında gerçekleşen/yapılan yolsuzluklar ve usulsüzlüklerin olduğu belirli çevreler tarafından basına yansıtılmaktadır. Bunlardan CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu, yaptığı açıklamalarda; “İşin içinde Erdoğan, Albayrak ve bazı AKP yöneticileri ile bu yolsuzluklardan on milyarlarca dolar kazanan küresel ve yerel şirketler var’” dedi. Ve bunu meclis gündemine de taşıdığını sözlerine ilave etti. Devamla “AKP iktidarının alınamayacak miktarda doğalgaza alım garantisi verdiğini ifade ederek Türkiye uzun yıllar boyunca alamadığı doğalgaza milyonlarca dolar bedel ödemek zorunda kaldı” açıklamasında bulundu. Sayıştay raporlarında da bu konuya her yıl yer verildiğine de dikkat çekti ve “Bugün doğalgazın fiyatının bu denli pahalı olmasının nedeni bu” dedi.

AKP-MHP faşist iktidarının ülkeyi açık bir faşizmle yönettiği, işçileri, emekçileri yoksulluğa, açlığa sürüklediği, Kürtlere yaşam hakkı tanımadığı, kadın katliamlarına çanak tuttuğu, öğrenci gençliğe özgürce bir eğitim hakkı tanımadığı bir süreci yaşıyoruz. Sadece siyasette değil, enerjide de koyu bir karanlığı yaşıyoruz.

Bu iktidarın karanlığına, zorbalıklarına, zulmüne karşı örgütlenerek birlikte mücadele etmekten başka bir yol yoktur.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu