Partizan ve Sınıf Teorisi’nin çağrısıyla gerçekleştirilen mitingte modaratörün, Türkçe ve Almanca Türkiye ve T.Kürdistan’ı Devrimci Hareketi ve Kürt Ulusal Mücadelesi açısından Mayıs ayının önemine vurgu yaptıktan sonra; saygı duruşu çağrısıyla eylem başladı.
Saygı duruşunun ardından Partizan adına yapılan Almanca açıklamada, “Tam 49 yıl önce, 18 Mayıs 1973’te, TKP-ML’nin kurucusu ve kuramcısı İbrahim Kaypakkaya, Diyarbakır Hapishanesinde aylarca süren işkencelerle vahşice katledildi. Kaypakkaya’yı konuşturarak zafer kazanmak için aylarca işkence yapanlar, yanıldıklarını anlayınca çareyi O’nu katletmekte gördüler. Sandılar ki, O nu katlettiklerinde düşüncelerini de yok edebilirler. Ama düşman fena halde yanılmıştı. Bugün İbrahim’in düşünceleri milyonlar tarafından sahiplenilmekte.
Kaypakkaya; söylenmemiş olanı söylemenin, teori ve pratiğinin uzlaşması demektir. Kaypakkaya, Kemalizmin devrimci hareketteki etkisine karşı, cepheden ideolojik mücadelenin teorik önderi oldu. Türk burjuvazisinin ve egemen sınıfların gerici karakterini doğru tahlil ederek, Ermeni halkımıza yönelik soykırımını ırkçı katliamlar olarak niteledi, Türkiye’deki ırkçılığın kaynağının emperyalizm değil, Türk burjuvazisi olduğunu vurguladı.
Kürt ulusal sorunundaki çözümlemelerinde de aynı kararlılığı kuşandı. Kürt Ulusunun kendi kaderini tayin etme hakkını tanıdı. İbrahim’in halk savaşı, faşizm, Kemalizm, devlet, devrim ve milli mesele sorunlarında ortaya koyduğu Marksist –Leninist- Maoist tahliller; O nunla diğer yakın görüşteki örgütler arasındaki kalın çizgidir.
Açıklamada, “17-31 Mayıs “Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası” olması nedeniyle Türkiye’de, Kürdistan’da, Şili’de, Arjantin’de ve tüm dünyada göz altında kaybedilenlere, Şikago’da, 1 Mayıs 1886’daki işçi eylemlerine önderlik ettikleri gerekçesiyle idam edilen Albert PERSONS, Adolph FISCHER, George ENGEL , August SPIES’a ve Türkiye’de 1977, 1989 ve 1996 1 Mayıs şehitlerine de vurgu yaparak; “Sevgili dostlar, yoldaşlar biliyoruz k; devrim şehitlerini anmak, onların bize devrettiği bayrağı layığı ile taşımaktan, kitleleri sınıf mücadelesine seferber ederek, devrim ve sosyalizm mücadelesini büyütmekten geçmektedir. Anıları ve kararlılıkları yolumuzu aydınlatıyor.” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Sınıf Teorisi temsilcisi yaptığı konuşmada, Kaypakkaya’yı diğer yakın görüşteki örgütlerden ayıran noktalara vurgu yaptıktan sonra, “Kaypakkaya’yı anmak, somut koşulların somut tahlili yapılarak O’nun görüşlerini güne uyarlamaktan geçer. Ayrıca Kaypakkaya’yı anmak mücadeleyi büyütmekten geçmekte” diyerek, bugün emperyalist saldırılara karşı mücadelenin ortaklaştırılmasının önemine vurgu yaptı.
MLPD temsilcisi; Türkiye ve T.Kürdistanı hapishanelerinin durumuna kısa vurgu yaptıktan sonra, “Avrupa’da da durum çok farklı değil, bunu anlamak için Münih mahkemeleri sürecini hatırlamamız yeterlidir.” dedi. Yeni polis yasaları ile birlikte devletin beslediği ırkçılığa, paragraf 129a/b’ye, Ukrayna savaşı ile birlikte AB ve ABD’nin savaş politikalarına ve silah ticaretine dikkat çekti.
Son olarak, Öncü Partizan temsilcisi söz alarak, Mayıs ayının önemine vurgu yaptıktan sonra, “İbrahim Kaypakkaya faşizmin işkencecilerine diz çöktürmekle, 71 devrimci hareketinde işkencede boyun eğmemenin öncülüğünü yaptı. Bu nedenle mücadelelerle kazanılan tüm bu değerleri ser verip sır vermeyen bir direniş destanıyla, ezilen emekçi halkımıza armağan edilmesinin adıdır 18 Mayıs.” dedi.
Sloganlar eşliğinde miting sona erdi.
